KBB Uzmanı Dr. Nejat Kulakçı'nın Askeri Tıbbiye'den sınıf arkadaşı olan Nihal Atsız, 1905’de İstanbul’da doğdu. 1922 yılında Askeri Tıbbiye’ye girdi ve Haydarpaşa Tıp Fakültesi'nde Tıp Eğitimine devam ederken, bu okulun 3. sınıfında Arap asıllı bir Subaya selam vermeyi reddetiği için okuldan çıkartıldı. Daha sonra Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Türkçülük Ülküsünü güçlendirmek için çeşitli faaliyetlerde bulundu. Milliyetçi neslin yetişmesinde önemli rol oynamış bulunan Nihal Atsız, “Bozkurtların Ölümü” ve "Bozkurtların Dirilişi" isimli kitapları yayınladı. Türkçüler Derneği’ni kurdu ve Genel Başkanlığını yaptı. 1964’de öldü. Nihal Atsız&aposın Tıbbiyede okurken samimi arkadaşı olan Dr. Nejat Kulakçı'nın kişiliğini ve onunla ilgili öğrencilik anılarını birinci elden okuyoruz
DevamıKBB Uzmanı Dr. Nejat Kulakçı'nın Askeri Tıbbiye'den sınıf arkadaşı olan Nihal Atsız, 1905’de İstanbul’da doğdu. 1922 yılında Askeri Tıbbiye’ye girdi ve Haydarpaşa Tıp Fakültesi'nde Tıp Eğitimine devam ederken, bu okulun 3. sınıfında Arap asıllı bir Subaya selam vermeyi reddetiği için okuldan çıkartıldı. Daha sonra Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. Türkçülük Ülküsünü güçlendirmek için çeşitli faaliyetlerde bulundu. Milliyetçi neslin yetişmesinde önemli rol oynamış bulunan Nihal Atsız, “Bozkurtların Ölümü” ve "Bozkurtların Dirilişi" isimli kitapları yayınladı. Türkçüler Derneği’ni kurdu ve Genel Başkanlığını yaptı. 1964’de öldü. Nihal Atsız&aposın Tıbbiyede okurken samimi arkadaşı olan Dr. Nejat Kulakçı'nın kişiliğini ve onunla ilgili öğrencilik anılarını birinci elden okuyoruz
DevamıAnadolu Selçuklu Devletinin Sultanı I. Alaaddin Keykubad 1192-1237 yılları arasında yaşadı ve 1220-1237 yılları arasında Hükümdarlık sürdüğü 17 yıl içerisinde Selçuklu Devletini gücünün doruğuna ulaştırdı. Sultan, Hükümdarlığı sırasında Devletinin gücünü arttırmak ve Moğol tehlikesinden korunmak amacıyla Eyyubi Devletinin Sultanı olan Melik Adil’in kızı Gaziye Hatun ile evlenmek ister. Eyyubi Sultanı Melik Adil’e yaptığı teklif uygun görülüp, kabul edilince Sultan Alaaddin Keykubad, gelin alayını karşılamak üzere Malatya’ya doğru yola çıkar. Ancak, boynunda oluşan abse nedeniyle yolda rahatsızlanır. Yaklaşık 780 yıl önce Malatya’da Sultan’ın Derin Boyun Enfeksiyonu’nun tedavisini ve ardından Gaziye Hatun ile evlenmesinin ilginç öyküsünü, o dönemin hatırat yazarı İbn Bibi’nin Farsca El-Evamirü’l-Ala’iye fi’l Umuri’l-Ala’iye eserinden öğreneceğiz.
DevamıAnadolu Selçuklu Devletinin Sultanı I. Alaaddin Keykubad 1192-1237 yılları arasında yaşadı ve 1220-1237 yılları arasında Hükümdarlık sürdüğü 17 yıl içerisinde Selçuklu Devletini gücünün doruğuna ulaştırdı. Sultan, Hükümdarlığı sırasında Devletinin gücünü arttırmak ve Moğol tehlikesinden korunmak amacıyla Eyyubi Devletinin Sultanı olan Melik Adil’in kızı Gaziye Hatun ile evlenmek ister. Eyyubi Sultanı Melik Adil’e yaptığı teklif uygun görülüp, kabul edilince Sultan Alaaddin Keykubad, gelin alayını karşılamak üzere Malatya’ya doğru yola çıkar. Ancak, boynunda oluşan abse nedeniyle yolda rahatsızlanır. Yaklaşık 780 yıl önce Malatya’da Sultan’ın Derin Boyun Enfeksiyonu’nun tedavisini ve ardından Gaziye Hatun ile evlenmesinin ilginç öyküsünü, o dönemin hatırat yazarı İbn Bibi’nin Farsca El-Evamirü’l-Ala’iye fi’l Umuri’l-Ala’iye eserinden öğreneceğiz.
Devamı1946-1976 yılları arasında 30 yıl süreyle Ankara Tıp Fakültesi KBB Kürsüsünde Profesör kadrosu ile Öğretim Üyeliği ve 18 yıl da bu Kürsünün Başkanlığını yapmış Dr. Emin Burad, Askeri Tıp Fakültesinden mezun olmuş ve Uzmanlığını aldıktan kısa bir süre sonra da 1933 yılında 25. Piyade Alay Baştabibi olarak Dersim Harekatına katılmış ve bu harekat sırasındaki ilginç bir anısını Ankara Tıp Fakültesinin 14 Mart Tıp Dergisinde yayınlamıştır. Bu ilginç öyküyü Hocamız Dr. Emin Burad’ın kaleminden okuyoruz :
Devamı1946-1976 yılları arasında 30 yıl süreyle Ankara Tıp Fakültesi KBB Kürsüsünde Profesör kadrosu ile Öğretim Üyeliği ve 18 yıl da bu Kürsünün Başkanlığını yapmış Dr. Emin Burad, Askeri Tıp Fakültesinden mezun olmuş ve Uzmanlığını aldıktan kısa bir süre sonra da 1933 yılında 25. Piyade Alay Baştabibi olarak Dersim Harekatına katılmış ve bu harekat sırasındaki ilginç bir anısını Ankara Tıp Fakültesinin 14 Mart Tıp Dergisinde yayınlamıştır. Bu ilginç öyküyü Hocamız Dr. Emin Burad’ın kaleminden okuyoruz :
Devamı1900 yılında Zile’de doğan Dr. Ethem Yetkiner, Orta ve Lise tahsilini Sivas’da yaptıktan sonra 1924 yılında Tıp Fakültesinden mezun olmuş, Pülümür ve Bayramiç’de Hükümet Tabiplikleri yaptıktan sonra Cerrahpaşa’ya Asistan tayin olmuş ve Muallim Bahri İsmet Bey’in yanında üç sene çalışmıştır. 1937’de Sivas Numune Hastanesi’ne tayin olunan Dr. Ethem Yetkiner, 1942 yılına kadar orada kalmış sonradan Balıkesir’de görev yapmıştır.
İsimsiz bir taşra KBB Mütehassısı olan Dr. Ethem Yetkiner, Sivas Memleket Hastanesi’nin 10 yataklı KBB Servisinde 1939 yılının ilk 11 ayında edindiği tecrübeleri ve yaptıklarını “Sivas Numune Hastanesi 1939 Yıllığı”nda, hiç abartmadan ve bütün içtenliğiyle anlattı. Yaklaşık 70 yıl önce ve çok zor koşullar altında yapılan bu akıl almaz işleri Dr. Ethem Yetkiner’in kendi anlatımıyla öğrenirken, bu büyüğümüzle birlikte memleketin değişik köşelerinde kendisini sessiz biçimde hizmete adamış diğer isimsiz meslektaşlarımızı da minnetle yad edeceğiz...
(Dr. Ethem Yetkiner Oturanlar ön sıra soldan beşinci kişi)
1900 yılında Zile’de doğan Dr. Ethem Yetkiner, Orta ve Lise tahsilini Sivas’da yaptıktan sonra 1924 yılında Tıp Fakültesinden mezun olmuş, Pülümür ve Bayramiç’de Hükümet Tabiplikleri yaptıktan sonra Cerrahpaşa’ya Asistan tayin olmuş ve Muallim Bahri İsmet Bey’in yanında üç sene çalışmıştır. 1937’de Sivas Numune Hastanesi’ne tayin olunan Dr. Ethem Yetkiner, 1942 yılına kadar orada kalmış sonradan Balıkesir’de görev yapmıştır.
İsimsiz bir taşra KBB Mütehassısı olan Dr. Ethem Yetkiner, Sivas Memleket Hastanesi’nin 10 yataklı KBB Servisinde 1939 yılının ilk 11 ayında edindiği tecrübeleri ve yaptıklarını “Sivas Numune Hastanesi 1939 Yıllığı”nda, hiç abartmadan ve bütün içtenliğiyle anlattı. Yaklaşık 70 yıl önce ve çok zor koşullar altında yapılan bu akıl almaz işleri Dr. Ethem Yetkiner’in kendi anlatımıyla öğrenirken, bu büyüğümüzle birlikte memleketin değişik köşelerinde kendisini sessiz biçimde hizmete adamış diğer isimsiz meslektaşlarımızı da minnetle yad edeceğiz...
(Dr. Ethem Yetkiner Oturanlar ön sıra soldan beşinci kişi)
Dirim Dergisi 1925 yılında yayınlanmaya başladı ve aralıksız 66 yıl her ay yayınlandıktan sonra, yayın sorumlusu Dr. Feridun Frik’in ölümü üzerine yayınlanmasına son verildi. Türkiye’nin en uzun ömürlü Tıp yayın dizini olan bu derginin “Olan-Bitenler” bölümünde güncel gelişmeler titizlikle yayınlanır ve tüm Hekimler tarafından ilgiyle izlenirdi.
1936 yılında yayınlanmış Dirim Dergisi’nin “Olan-Bitenler” bölümünden Türk Oto-Rino-Larengoloji Cemiyeti’nin 1936 yılı içerisinde her ay yaptığı toplantıların özetini okuyarak Derneğimizin 70 yıl önceki çalışmaları hakkında bilgi edineceğiz:
DevamıDirim Dergisi 1925 yılında yayınlanmaya başladı ve aralıksız 66 yıl her ay yayınlandıktan sonra, yayın sorumlusu Dr. Feridun Frik’in ölümü üzerine yayınlanmasına son verildi. Türkiye’nin en uzun ömürlü Tıp yayın dizini olan bu derginin “Olan-Bitenler” bölümünde güncel gelişmeler titizlikle yayınlanır ve tüm Hekimler tarafından ilgiyle izlenirdi.
1936 yılında yayınlanmış Dirim Dergisi’nin “Olan-Bitenler” bölümünden Türk Oto-Rino-Larengoloji Cemiyeti’nin 1936 yılı içerisinde her ay yaptığı toplantıların özetini okuyarak Derneğimizin 70 yıl önceki çalışmaları hakkında bilgi edineceğiz:
DevamıKendisi Ankara Adli Tabibi olan Dr. Behçet Kamay 1940’lı yıllarda Ankara Radyosunda Sağlık ve Sosyal konularda çeşitli konuşmalar yapmaktadır. Bu konuşmalarından oluşan bir Kitabı 1941 yılında Yeni Cezaevi Matbaasında basılarak yayınlanır. Bu kitabın içerisinde, Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllarda İzmir’de hayata geçen Sağır-Dilsizler Mektebi hakkında ayrıntılı bilgiler ve bu okulun öğrencilerinin aldıkları eğitimin Atatürk’ü nasıl mutlu ettiğinin öyküsü de vardır.
Dr. Behçet Kamay, konuşmasını “gönül yurtta bu gibi müesseselerin çoğalmasını candan arzular” diye bitirir. Cumhuriyetle birlikte Ülkemizde 80 yılda Sağır-Dilsizlerin eğitiminde yapılan aşama meslektaşımızın arzularını karşılar düzeyde midir, birlikte karar verelim :
Kendisi Ankara Adli Tabibi olan Dr. Behçet Kamay 1940’lı yıllarda Ankara Radyosunda Sağlık ve Sosyal konularda çeşitli konuşmalar yapmaktadır. Bu konuşmalarından oluşan bir Kitabı 1941 yılında Yeni Cezaevi Matbaasında basılarak yayınlanır. Bu kitabın içerisinde, Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk yıllarda İzmir’de hayata geçen Sağır-Dilsizler Mektebi hakkında ayrıntılı bilgiler ve bu okulun öğrencilerinin aldıkları eğitimin Atatürk’ü nasıl mutlu ettiğinin öyküsü de vardır.
Dr. Behçet Kamay, konuşmasını “gönül yurtta bu gibi müesseselerin çoğalmasını candan arzular” diye bitirir. Cumhuriyetle birlikte Ülkemizde 80 yılda Sağır-Dilsizlerin eğitiminde yapılan aşama meslektaşımızın arzularını karşılar düzeyde midir, birlikte karar verelim :
KBB Uzmanı Dr. Vedii Tosuncuk 1921 yılında İstanbul’da doğdu. Haydarpaşa Lisesini, ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1943 yılında Karşıyaka’da futbola başladı. 1944 yılında BJK’nün unutulmaz Kaptanı Hakkı Yeten’in isteğiyle Beşiktaş’a transfer oldu 1956 yılına kadar 12 yıl süreyle aralıksız bu takımda futbol oynadı ve Beşiktaş müdafaasının sol kanadında görev yaptı. 17 kez A Milli Futbol Takımında oynadı. 1 kez A Milli Takım ve defalarca Beşiktaş Takım Kaptanlığı yaptı. Turgay Şeren, İsfendiyar Açıksöz, Cihat Arman, Fikret Kırcan, Gündüz Kılıç, Şükrü Gülesin, Süleyman Seba ve Lefter Küçükandonyadis ile ayni dönemlerde top oynadı.
28 Kasım 1949 da Dünya Kupası elemelerinde Suriye’yi 7-0 yenen takımın sol beki idi.
KBB İhtisasını Samatya SSK İstanbul Hastanesinde tamamladı ve 27 yıl ayni yerde çalıştıktan sonra 1986 yılında yine bu Hastaneden Başhekim Yardımcısı olarak Emekli oldu.
Dr. Vedii Tosuncuk’un Spor geçmişini Cemal Saltık’ın 1960’lı yıllardaki Hürriyet Gazetesindeki Röportajından öğreniyoruz:
DevamıKBB Uzmanı Dr. Vedii Tosuncuk 1921 yılında İstanbul’da doğdu. Haydarpaşa Lisesini, ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1943 yılında Karşıyaka’da futbola başladı. 1944 yılında BJK’nün unutulmaz Kaptanı Hakkı Yeten’in isteğiyle Beşiktaş’a transfer oldu 1956 yılına kadar 12 yıl süreyle aralıksız bu takımda futbol oynadı ve Beşiktaş müdafaasının sol kanadında görev yaptı. 17 kez A Milli Futbol Takımında oynadı. 1 kez A Milli Takım ve defalarca Beşiktaş Takım Kaptanlığı yaptı. Turgay Şeren, İsfendiyar Açıksöz, Cihat Arman, Fikret Kırcan, Gündüz Kılıç, Şükrü Gülesin, Süleyman Seba ve Lefter Küçükandonyadis ile ayni dönemlerde top oynadı.
28 Kasım 1949 da Dünya Kupası elemelerinde Suriye’yi 7-0 yenen takımın sol beki idi.
KBB İhtisasını Samatya SSK İstanbul Hastanesinde tamamladı ve 27 yıl ayni yerde çalıştıktan sonra 1986 yılında yine bu Hastaneden Başhekim Yardımcısı olarak Emekli oldu.
Dr. Vedii Tosuncuk’un Spor geçmişini Cemal Saltık’ın 1960’lı yıllardaki Hürriyet Gazetesindeki Röportajından öğreniyoruz:
Devamı1933 Türk Üniversite Reformu Hitler’in Almanya’da iktidara gelişiyle çakışmış ve Almanya’yı terketmek zorunda kalan Bilimadamları o sıralarda yeniden yapılanma süreci yaşayan İstanbul Üniversitesi’nin boşaltılan kadrolarına davet edilmişlerdi. Görevlendirilen ilk gruptaki yabancı Bilimadamlarından birisi de Viyana Rudolfspital Hastanesi KBB Direktörü Avusturyalı Prof. Dr.Erich Ruttin (1880-1940) idi. İç kulak üzerinde araştırmalarıyla ve “Viyana Otoloji Ekolü”nün oluşumundaki önemli katkıları ile ünlü olan ve Türkiye’ye gelmeden önce Amerika Birleşik Devletleri’nin bir çok Üniversite Kliniğinde davetli Öğretim Üyesi olarak dersler vermiş Prof. Dr. Ruttin, İstanbul Üniversitesi ile on yıllık bir sözleşmeyi, hiç düşünmeden hemen kabul etti. Eylül 1934 de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Bölümünde (Şef) olarak göreve başladı. Ancak Türkiye’de yalnızca bir yıl kalabildi.
Prof. Ruttin’in Türk KBB’ına katkılarını, bu bir yıl içerisinde karşılaştığı çeşitli zorlukları ve Türkiye’den erken ayrılmasının öyküsünü, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü Öğretim Üyesi Arın Namal’ın makalesinden öğreneceğiz.
Devamı1933 Türk Üniversite Reformu Hitler’in Almanya’da iktidara gelişiyle çakışmış ve Almanya’yı terketmek zorunda kalan Bilimadamları o sıralarda yeniden yapılanma süreci yaşayan İstanbul Üniversitesi’nin boşaltılan kadrolarına davet edilmişlerdi. Görevlendirilen ilk gruptaki yabancı Bilimadamlarından birisi de Viyana Rudolfspital Hastanesi KBB Direktörü Avusturyalı Prof. Dr.Erich Ruttin (1880-1940) idi. İç kulak üzerinde araştırmalarıyla ve “Viyana Otoloji Ekolü”nün oluşumundaki önemli katkıları ile ünlü olan ve Türkiye’ye gelmeden önce Amerika Birleşik Devletleri’nin bir çok Üniversite Kliniğinde davetli Öğretim Üyesi olarak dersler vermiş Prof. Dr. Ruttin, İstanbul Üniversitesi ile on yıllık bir sözleşmeyi, hiç düşünmeden hemen kabul etti. Eylül 1934 de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Bölümünde (Şef) olarak göreve başladı. Ancak Türkiye’de yalnızca bir yıl kalabildi.
Prof. Ruttin’in Türk KBB’ına katkılarını, bu bir yıl içerisinde karşılaştığı çeşitli zorlukları ve Türkiye’den erken ayrılmasının öyküsünü, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü Öğretim Üyesi Arın Namal’ın makalesinden öğreneceğiz.
Devamı1923 yılında Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti'nin bir Parti'ye dönüştürülerek Türkiyede Demokrasi'nin başlatılması tartışmaları yapılıyordu. Bu tartışmaların sonunda 9 Eylül 1923 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası kuruldu.
O sıralarda Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencileri olan Nihal Atsız ve sonradan KBB Uzmanı olacak Nejat Kulakçı arasında, bu Parti'nin Programının birinci maddesi'nin ne olacağı kararlaştırılıyordu. Bu neş&aposeli öyküyü ve Nejat Kulakçı'nın özelliklerini Nihal Atsız anlatıyor :
1923 yılında Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti'nin bir Parti'ye dönüştürülerek Türkiyede Demokrasi'nin başlatılması tartışmaları yapılıyordu. Bu tartışmaların sonunda 9 Eylül 1923 tarihinde Cumhuriyet Halk Fırkası kuruldu.
O sıralarda Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencileri olan Nihal Atsız ve sonradan KBB Uzmanı olacak Nejat Kulakçı arasında, bu Parti'nin Programının birinci maddesi'nin ne olacağı kararlaştırılıyordu. Bu neş&aposeli öyküyü ve Nejat Kulakçı'nın özelliklerini Nihal Atsız anlatıyor :
Namık Kemalzade Ali Ekrem Bey (1867-1937), son devir Osmanlı Devlet Adamı ve Şairlerinden olup, Namık Kemal’in oğludur. 1910-1933 yılları arasında İstanbul Darülfünunu’nda aralıklarla Edebiyat Müderrisliği yapmış ve bir ara Galatasaray Lisesi Edebiyat Öğretmenliğinde de bulunmuştur.
Çocukluğunda çektiği Kronik Tonsillit’in Dr. Barcili tarafından “bir gün yakarım, bir gün yakmam” yöntemi ile iki yıl sürüncemede bırakıldıktan sonra Dr. Daniş Bey tarafından Tonsillektomi yapılarak nasıl tedavi edildiğini bakın ne güzel anlatıyor.
DevamıNamık Kemalzade Ali Ekrem Bey (1867-1937), son devir Osmanlı Devlet Adamı ve Şairlerinden olup, Namık Kemal’in oğludur. 1910-1933 yılları arasında İstanbul Darülfünunu’nda aralıklarla Edebiyat Müderrisliği yapmış ve bir ara Galatasaray Lisesi Edebiyat Öğretmenliğinde de bulunmuştur.
Çocukluğunda çektiği Kronik Tonsillit’in Dr. Barcili tarafından “bir gün yakarım, bir gün yakmam” yöntemi ile iki yıl sürüncemede bırakıldıktan sonra Dr. Daniş Bey tarafından Tonsillektomi yapılarak nasıl tedavi edildiğini bakın ne güzel anlatıyor.
Devamı